Son yıllarda estetik kaygıların modern sağlık teknolojileriyle desteklenmesiyle, burun estetiği operasyonlarının sayısında adeta bir patlama yaşandı. Ancak estetikle ilgili beklentileri önceleyip, burnu temel bir duyu organı olarak görmeyi ikinci plana iten yaklaşım, bu tip operasyonların başarısına gölge düşürüyor. İdeal bir operasyon burnun sağlıklı bir görünüme kavuşturulması kadar belki de en temel duyu organımızın asıl görevlerini eksiksiz yerine getirmesini de amaçlamalı. Bu ayrımın burun estetiği operasyonlarında son derece önemli bir yer teşkil ettiğini hatırlatan Medical Park Bahçelievler Hastanesi Kulak Burun Boğaz Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Denizhan Dizdar burun estetiği konusunda dikkat edilmesi gereken noktaları şöyle sıraladı:

 
 

Burnun içindeki kıkırdakların eğriliği, burun etlerinin büyüklüğü gibi nefes almada problem yaratan oluşumların da mutlaka çözülmesi gerekmektedir.

Burun Yüz Simetrisine Uygun Olmalı

Medical Park Bahçelievler Hastanesi Kulak Burun Boğaz Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Denizhan Dizdar

Son yıllarda hem sağlık hem de estetik algısının değişmesi ve hızla gelişen teknolojinin de bu değişime ayak uydurmasıyla,  burun estetiği operasyonlarına çok daha fazla sayıda insan ilgi gösteriyor. Ancak sanılanın aksine burun estetiği operasyonları düzeltme ameliyatları gibi görülmekten öte, çok boyutlu olarak ele alınması gereken bir uzmanlık alanıdır. Burun estetiğinde ilk amaç sizin yüzünüze uygun burunu yaratabilmek, yüze bir simetri hissi verebilmektir. Bir insanla ilk karşılaştığınızda öncelikle gözlere odaklanırsınız, ancak burun bölgesindeki bir eğrilik veya şekil bozukluğu öncellikle dikkatinizi buruna yöneltecektir. Ancak yüzün ortasında simetrik, fark edilmeyen bir burun ise hedeften şaşmamamızı sağlayacaktır.

 

Burun Hafızaya Giden En Kestirme Yol

Peki burnun tek özelliği acaba yüzün ortasında fark edilmeden durması mı? Tabii ki değil, burun boşlularının beyinden çok ince bir kemikle ayrılması, koku hissini taşıyan sinirlerin beyne direkt olarak ulaşması, aslında burnumuzun sandığımızdan çok daha hassas bir bölge olduğunu anlamamıza yeter. Doğduğumuz andan itibaren beş duyumuz da etrafımızdan gelen uyarılar tarafından inanılmaz bir yoğunlukla çalışır. Yeni anılar, deneyimler üretiriz. Ancak bunların hiçbiri koku duyusu kadar bilincimizin derinine etki etmez. Anatomik olarak da beyine direkt olarak ulaşan koku sinirleri hiçbir filtreden geçmeden hafızamızda yer etmektedir. O yüzdendir ki fırından çıkmış bir ekmek kokusu ya da bir sevdiğinizden aldığınız çiçeğin kokusu sizi çok derinde kalan, belki sizin bile hatırlamadığınız anılara götürebilir. Bütün bunlar nefes alma esnasında koku partiküllerinin burnun içindeki koku alma bölgelerine rahat ulaşabilmeleri ile mümkün olmaktadır.